Karanfil Özdemir

Karanfil Özdemir

İdeal kilomuza nasıl gelebiliriz?

“İdeal kilo nedir?” Önce buna bakmalı.

Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre ideal sağlıklı kilo, bireyin boyuna göre uygun bir vücut ağırlığını ifade eder ve genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) ile ölçülür. VKİ, 18.5 ile 24.9 arasında olduğunda sağlıklı kabul edilir. Bu duruma istisnalar sporcular vardır. Standart insanlar için bu rakamlara göre değerlendirme yapılır

Çevremizde kilolu veya hep çok zayıf dediğimiz insanlar daima vardır ama ikisi de normal değil İkisi de normal vücut tipi değil. Olması gereken ideal kiloda sağlıklı bir vücut. Yaradılışımızda kaşektik (çok zayıf) veya obez (yüksel kilolu) vücut yok! Bu bizim yaşamsal olarak yaptıklarımızın, sosyolojik değişimlerin sonucudur.

Aslında çok basit!

Haliyle yaşamsal hatalar düzeltilirse ve doğamıza uygun yaşama geçilirse vücudumuz da normale yaklaşacaktır.

Aslında kilo vermek ya da almak çok basit. İdeal kiloya gelme nedenimiz ne olursa olsun her durumda kişisel özelliklerimize uygun beslenme düzenine geçip hareketli kalarak diyet yapmamız gerekiyor. Sadece ideal kilo için değil. En iyi sağlık durumuna gelmek ve bunu korumak için de doğru beslenmeyi öğrenmek şart. İnsan vücudu yediklerini işleyip kullanarak çalışıyor ve yediğimiz her şey; ağzına giren her şey hücrelerimize, kanımıza, organlarımıza karışıyor. Sonrasında bize dönüşüyor.

Alman filozof ve antropolog Feuerbach ın dediği gibi “Du bist, was du isst.” yani "Ne yiyorsan osun.”

Peki neden ideal kilo gerekli?

Sağlıklı değerlerin altında veya üstündeki kilo bize HASTALIK getirecektir.

Yanlış beslenme...

İnsan vücudunda kilo alma ve verme, acıkma ve doyma gibi tüm bu sistemlerin bir çalışma düzeni var. Ayarlarıyla oynamazsak, doğa ile adapte şekilde kendi kusursuz düzenini kuruyor ve koruyor.

Lakin, tarım devrimi yani yerleşik hayat ve sanayi devrimi yani sanayileşme ve sanayide hazırlanan besinlerin de artışı ile hayatımız; doğadan, doğaldan koptu.

Arkasından ne zamanki yanlış beslenme, hareketsiz yaşam, sağlıksız çevresel şartlar ve genetik faktörlerle bozduk sistemi. Aslında tam da o zaman çıktı bu kilo sorunları. Devam eden süreçte de bu sorun hastalıklara dönüştü.

Eski toprak tabiri vardır. O da buradan gelir. Eskiler sağlamdır. Eskiler daima hareketli kalmış ağır işlerde çalışmışlardır. Aynı zamanda her ne yedilerse topraktan sofralarına ulaşmıştır. Yani en doğalıyla, en sağlıklısıyla, katkı koruyucu madde olmayan ürünlerle beslenmişlerdir.

Peki vücudumuz ne diyor bu işe? Hadi biraz onu anlayalım.

Hayat kalitesine etkisi

Unutmayın temel mantığımız şu:

“Vücut kusursuz çalışan bir mühendislik harikası” Bu makine de hareketsiz kalmayı, yanlış beslenmeyi, sağlıksız besinleri, yapay gıda ürünlerini, işlenmiş gıdaları tanımaz ve işleyemez. Onun yakıtı ve ihtiyacı daima tabiattadır. Yani en doğal en sağlıklı olandır. Bu besinlerle ihtiyaçlarını karşılar ve çalışması için gerekli enerjiyi ve besin öğelerini alır. Tıkır tıkır işine bakar. Aksi durumda da arıza verir.

Lakin büyük şanslı olduğumuz bir durum var.

Sağlığınıza nasıl bakarsanız bakın, hemen hasta olmaz ve sizi de hemen yarı yolda bırakmaz. Yani sağlıksız yasam seklinin, hayat kalitenizi düşürmesi zaman alır.

Vücudumuz yaradılışı gereği hayata tutunmaya programlıdır. Siz ona nasıl bakarsanız bakın yaşamaya çalışır ve kötü de olsa mevcut şartlara adapte olur. Tabi insan vücudu yıllarca dirense de sonunda eskir güçsüzleşir ve hastalıklar veya doku kaybı olur.

Lakin; siz vücudunuza iyi davranıp ona iyi bakmaya başladığınızda, toparlanması bir kaç ayda hızla başlar . Tabiatına uygun yasam onu fabrika ayarlarına döndürür veya yaklaştırır. Hızla olabilir en iyi formuna döner, kendi onarım ve tamirini başlatır.

Yani kilonuz ilgili bir sorununuz varsa da bilin ki, makinenin bir yerini bozdunuz ve tamir bakım gerekiyor demektir. Ona zarar vermeyi bırakmaz, gerekli tamir erken evrede sağlıklı beslenme ve egzersiz ile yapılmaz ise hastalıklar kapıda bekliyor olacak sizi..

Hadi o zaman kalkın. Hiçbir zaman geç değil yürüyün ve sağlıklı beslenmeye başlayın. Sağlık kaybedilecek bir şey değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Karanfil Özdemir Arşivi