Her yıl binlerce öğretmen, eğitim fakültelerinden mezun oluyor ancak yeterli kadro açılmadığı için işsiz kalıyor. İşsizlik, geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı ve umutsuzluk gibi sorunlar, öğretmen adaylarını çaresizliğe sürüklüyor. Eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmen sayısı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) açtığı kadro sayısı arasındaki orantısızlık, bu sorunun her geçen gün derinleşerek büyümesine sebep oluyor. Plansız eğitim politikaları ve öğretmen ihtiyacının doğru tespit edilememesi, sorunu içinden çıkılmaz hale getiriyor. Peki, Türkiye'nin geleceği için büyük bir tehdit oluşturan bu sorunun çözümü konusunda neler yapılabilir?
Öncelikle tüm paydaşların iş birliğine davet edilmesi gerekir. Eğitim fakülteleri, MEB, öğretmenler, öğrenciler, veliler ve hatta eğitimdeki aksaklıkları gidermek üzere destek vermeye gönüllü olan özel kuruluşlardan oluşan bir çözüm platformu oluşturulmalıdır.
Çözüm ne?
Çözüme katkı sağlayabilecek önerileri geniş bir çerçevede şu şekilde sıralamak mümkündür:
*Sınav sistemini iyileştirmek: KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) uygulamasındaki aksaklıkları objektif ve adil bir şekilde incelemek, olumsuzlukları gidermek; mülakat ve sözlü sınavların şeffaflığını sağlamak.
*Bölgesel okul ihtiyacını analiz etmek: Fiziki koşulları iyileştirerek öğrenci sayısını düşürmek ve sınıf sayısın artırmak.
*Çoklu zeka kuramından hareketle sınav sistemini yeniden düzenlemek: Öğrencileri doğru yöntemle değerlendirmek, ders çeşitliliğini ihtiyaca göre belirlemek ve gerçekçi verilere dayalı olarak öğretmen ihtiyacını tespit etmek.
*İstihdam edilememiş öğretmenler için alternatif eğitimler sunmak: Yaygın eğitim kapsamında mezun olmuş ancak atanamayan öğretmenlere farklı alanlarda iş bulmalarını sağlayacak mesleki gelişim imkanları yaratmak.
*Kamu ve özel sektörde personel ihtiyacını doğru analiz etmek: Üretim ve icraatın niteliğine uygun olarak hangi pozisyonda ne kadar personele ihtiyaç duyulduğunu istatistiklerle belirlemek, kurum içi eğitimler başlatmak ve liyakate dayalı ölçümlerle yetişmiş personeli ihtiyaç duyulan çalışma alanlarına yönlendirmek.
*Ataması yapılmayan öğretmenlere maddi ve manevi destek sağlamak: Kariyer danışmanlığı hizmetleri sunarak bu süreçte öğretmen adaylarının yalnız bırakılmamasını sağlamak.
Ortak dileğimiz
Elbette detaylandırıldığında eklenmesi gereken birçok husus daha vardır. Ancak acil müdahale gerektiren bu soruna hızlıca tedbir almak kaçınılmaz olduğundan, genel bir çözüm çerçevesi bu şekilde özetlenebilir.
Her geçen gün nitelik açısından kan kaybeden eğitim sistemimizin temel yaralarından biri olan öğretmen atamalarına yönelik, kararlı ve akılcı adımların atılması hepimizin ortak dileğidir.
Her gün artan hasret ve minnetle andığımız Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi:
“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk hâlinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.”
