KFC Türkiye ve Pizza Hut çalışanlarından 'konkordato' tepkisi
Yeni Durum- Kapatılan KFC Türkiye ve Pizza Hut çalışanları, Ankara’da YDA Center'daki Krispy Kreme önünde bir araya gelerek açıklama yaptı. KFC Türkiye ve Pizza Hut çalışanları, bu süreçte yaşadıkları mağduriyetleri anlattı.
Çalışanlar adına açıklamayı yapan KFC Türkiye’nin Ankara’daki bir restorantında müdür olarak çalışan Büşra Akgün, şirketin geçmiş kayıtlarının incelenmesi gerektiğini vurguladı. Akgün şunları söyledi:
“Önceliğini her zaman insanlara adamış bu firmalarda, ne yazık ki insan kavramı artık yok sayılıyor. KFC ve Pizza Hut franchise sözleşmesinin feshedilmesiyle sarsılan İş-Gıda, 7.7 milyar TL borçla konkordato başvurusunda bulundu. İş-Gıda A.Ş. tarafından yapılan konkardato çağrısı suni olup, şirketin geçmiş kayıtlarının incelenmesi gerekmektedir.
Planlı işlem
Krispy Kreme, ve İş Teknik'e devredilen maddi ve gayri maddi varlıklar incelenmelidir. Maddi ve manen zorlandığımız bu dönemde Krispy Kreme şubeleri açıldı. Burada ocak ayında günlerce çalışmış olup şirket tarafından maaşını alamayan insanlar mevcutken, Krispy Kreme çalışanlarına geçen ay ikramiye verildi. Sayın İlkem Şahin, çocuğunuzun yemeği için savaştığınızı söylüyorsunuz ama konkordato kararından önce İş-Gıda A.Ş. çatısı altında olan Krispy Kreme firmasında Krispy Kreme Üretim A.Ş. firması olarak ünvan değişikliğinde bulundunuz. 23 Ocak tarihinde Krispy Kreme şubelerini Gökçe Elif Şahin isimli kişi adına devrettiğinizi görmekteyiz ve belgelerle kanıtlıdır. Bu olay üzerinden birkaç gün sonra da konkordato kararı alındı. Planlı olarak bu işlemlerin yapıldığını düşünmekteyiz, ve göz önüne sermektesiniz. Sizin hiç vicdanınız ve korkunuz yok mu? Bu kadar insanın emekleri ve senelerce ödenmeyen primleriyle 50 milyonluk bir malikane satın alındı, nasıl rahat oturuyorsunuz?
"3 ay boyunca nasıl geçineceğiz?"
Yeni evlenen, kira ödeyen, kredi borcu olan, çocuklarını okula gönderen binlerce insan var. Maaşlarımızın garanti fonundan karşılanacağı söylendi, fakat garanti fonunun da 3 ayın sonunda ödenecek yapacağı, şirkete atanan komiserler tarafından belirtiliyor. Soruyorum sizlere 3 ay boyunca maaş gelmeden nasıl geçineceğiz? Bu çalışanlar YUM markalarına, KFC ve Pizza Hut markalarına güvenerek şirkete katıldılar. Ancak markanın asıl sahibi Yum Brands geçmişteki tüm haklarını İş-Gıda'ya devretti bizi ve binlerce insanı kaderine terk ettiler.
Sayın İlkem Şahin, üst ve alt şirketlerdeki ilişkilerin bozulmuş olmasından iş ve işçiler kesinlikle sorumlu değillerdir. Ailelerimizle birlikte yaklaşık 25 bin insanın mağduriyete ve açlığa terk edilmiş olmalarını nasıl seyredebiliyorsunuz?”
“Maaş alamayacağımızı ayın 4’ünde öğrendik”
5 yıldır Pizza Hut bünyesinde çalışan Restorant Müdürü Mehmet Bilseroğlu, yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle anlattı:
“Bu süreçte maaşlarımızı alamadık. İçeride yıllık izinlerimiz ve tazminatlarımız da var ama hiçbirini alamadık. Normalde ayın 5’i maaş günümüzdü fakat biz ayın 4’ünde maaş alamayacağımızı öğrendik. Bu bizim kredi kartı, kira ödemelerimizi aksattı. Bu süreçte bankaların tacizine uğruyoruz. Kiralarımızı ödeyemediğimiz için ev sahiplerimiz sürekli arıyor. Ev sahibimiz, bizim şirketimizin iflas belirtmesinin onu ilgilendirmediğini söylüyor. Bu süreçte çok mağduruz.
"İflas edebilirsiniz ama bunun yolu böyle olmamalı"
3 yıldır Pizza Hut bünyesinde özel kadroyla çalışan oğlu için sesini duyurmak isteyen Hicran Bal, şunları söyledi:
“Benim oğlumun daimi kullanmak zorunda olduğu ilaçları var. Bunlarla ilgili devlet de bir katkı vermediği için Pizza Hut’taki kadroda sadece SSK amaçlı bulunuyordu. Batabilirsiniz, iflas edebilirsiniz ama bunun yolu böyle olmamalı. Herkesin öncelikle ‘bana yapılsa ne hissederim’ diye düşünmesi gerekiyor.
Benim oğlumun bu hafta son ilaçları. SSK’sı bittiği zaman ben hastane hastane gezip, ‘numunedir, satılamazdır’ topluyorum. Bunu kimsenin yaşamaması gerekiyor.
“3-4 ay öncesinden biliyorlarmış”
7 yıldır KFC bünyesinde çalışan Müdür Yardımcısı Berk Ulusoy ise şunları kaydetti:
“İş-Gıda’ya geçmeden önce şartlarımız çok iyiydi. Ama İş-Gıda’ya geçtikten sonra maalesef durum hiç iç açıcı olmadı. Her şey batmaya başladı. Ben yeri gelince sevkiyatçılık, yeri gelince personellik yapıyordum. Normalde benim sözleşmemde ve iş haklarımda bunları yapma zorunluluğum yok. Ama yapmak zorunda kalıyorduk. Bir yandan da üst taraftakilerin baskıları nedeniyle mobbinge maruz kalıyorduk. Ama süreç hiç iyi gitmedi. Bu olayı da 3-4 ay öncesinden biliyorlarmış. Bizler boşa çalışmış olduk. Emeklerimizin karşılığını alamıyoruz.” (Haber Merkezi)