İklimi değiştiren kanun 9 saatte komisyondan nasıl geçti?

20 Şubat günü 101 vekilin imzası ile adına iklim kanunu denen, aslında iklimi değiştiren kanun TBMM’ye sunuldu. Tam 5 gün sonra, 25 Şubat Çarşamba günü teklif Çevre Komisyonu’ndan geçti.

Medya “Türkiye’nin ilk iklim kanunu” diyerek dezenformasyon yaparken, teklifi incelediğinizde iklimi değiştirme kanunu olduğunu görebiliyorsunuz. 9 saat süren toplantıda vekiller pek çok şeyden haberdar olmadığı gibi, haberdar olmadıklarından da haberdar değillerdi.

Vekiller haberdar olmadıklarını bile fark etmediler!

Komisyonda Çevre, Şehircilik ve İklimi Değiştirme Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatma Varak aceleye getirilen teklifin belki 5 yıl, muhtemelen çok daha uzun bir süredir hazırlandığını verilerle hissettirdi. 40'ın üzerinde toplantılar yapılmış; 50 komisyon ve 7 yuvarlak masa toplantısı ve bir de iklim şurası yapıldığını anlatırken nerede ve nasıl yapıldığını, bunların ne olduğunu kimse sormadı. “Oluşturulan taslak metne ilişkin görüşlerin değerlendirilmesiyle ve ilave görüşlerin alınabilmesi amacıyla da 62 ilgili birim ve yaklaşık 140 katılımcıyla çalıştaylar gerçekleştirilmiştir.” dediğinde “peki bu isimler kim, kimleri temsil ediyor ve neden burada değiller?” diye sormak kimsenin aklına gelmedi.

Haberdar olmadıkları bu bilgileri duyunca meselenin farkına varmadılar mı?

Sorgulamıyoruz!

İklimi Değiştirme Kanunu diyen pek yoktu. Toplantıya bir kaç çevre örgütü davetle değil, muhtemelen kendi çabaları ile katılmayı başarmışlardı. Bir taraftan iklim kanunu değil ticaret kanunu diyen sözler de vardı, diğer taraftan Karbon Piyasası Kuruluna yardımcı olacak Danışma Kurulu’na alınmayı isteyen STK üyeleri de vardı.

Yani sadece kanun teklifi, bakan yardımcısının sözlerini sorgulamayan vekiller dışında, toplumsal temsiliyetin ve sorgulamanın olmadığı bir toplantı hali vardı. Belli ki bu konuya toplumun ilgisi olmadığı herkesin ortak düşüncesi idi.

İtirazlar bütüne değil!

CHP ve DEM hemen hemen her maddeye önerge verdi. Yeni Yol grubu hiç konuşmadı. Deva Partisi vekili bir kez söz aldı.

DEM’in önergeleri genelde maddelerin çıkartılması yönünde idi. Sadece 14. maddede Anayasa madde 56’ya uygunluk ile ilgili önerge verdi. Halbuki bütün kanunun her maddesinde farklı şekillerde buna gerek vardı.

CHP’nin önergelerinin konuyla alakası zayıftı. Mesela birinci madde için ‘“yeşil büyüme’ ibaresinin ’yeşil kalkınma’ şeklinde değiştirilmesi” gibi şekli bir önerge verdi. 5. maddede kömürlü termik santrallerinin yasaklanması ve mevcutların 2035’e kadar kapatılması önergesi günün tek anlamlı önergesi idi. Ama konuya vakıf olmayan, böyle bir politikası, hazırlığı ve toplumsal çalışması olmayan bir partinin önergesi bir kaç dakikada geçiştirildi.

CHP’nin yeşil kalkınma önergesi kabul edilerek muhalefetin katkısı alınmış oldu!

Zayıf itirazlar, verisiz analizler, işin bilim, siyaset ve geçmişini dikkate almayan bir hazirun, sunuşları da dikkate almayınca 4 saatte maddeler görüşüldü ve kabul edildi.

Bilim yok, Toplum Yok, Cengiz Var

Toplantıda Türkiye’nin üyesi olduğu ve raporlarında onayı olduğu Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne dair tek kelime edilmedi. Başka bir bilimsel boyutu da yoktu zaten. Topluma dair şeyler de yoktu. Zaten toplumun da haberi yoktu. Herhangi bir parti buna dair bir çalışma yapmadı bu beş günde. Nasıl yapabilirdi ki? Hangi partinin iklim politikası iklim değişikliğini yavaşlatmak yönünde diye sormak lazım. Bugün ülkede her yıl 30-40 milyon ton asfalt seriliyor, 70 milyon ton kadar çimento dökülüyor, 120 milyon metrekareden fazla inşaat bitiyor, 100 milyon tondan fazla kömür yakılıyor ve ondan elde edilen enerji kadar gazdan, petrolden enerji elde ediliyor. Komisyonda bu konuşuldu mu? Hayır. Peki Türkiye’nin 1990 yılında 200 milyon ton mertebesinde olan seragazı emisyonlarının şimdilerde üçe katladığı konuşuldu mu? Hayır. Peki bunun ileride artacağı tartışıldı mı? Hayır.

Politik olarak iyi sayılabilecek tek şey Cengiz Holding’in adının üç defa geçmesi…

Aynı filmi izleyecek miyiz?

İklim değişikliği konusunda çalışan bizler bu kanunun geleceğini çok iyi biliyorduk zaten. Altı yıl evvel çalışmaların başladığını o günlerde haber olmuştu. Teklifin dış finansman ile hazırlandığını, fosil yakıtçıların aktif rol aldığını herkes biliyordu ama kimse konuşmuyordu zaten. İlk taslağı tartışmaya da açmıştık. Ama belli ki siyaset bunun hiçbir yerinde olmamış.

TBMM’de genelde bir kanun teklifi 30-35 günde geçiyor. Bu süreçte hızlı bir komisyon toplantısı - bu teklif için 5 gün içinde-, sonrasında rapor yazılması için muhalefet şerhleri - o da gelecek hafta başında kadar-, ardından komisyon raporu ve genel kurul sırasını beklemek gelecek.

Böylesi bir kanun teklifine dair muhalefet, toplumu haberdar etmeyerek, iktidara büyük bir kolaylık sağladı. Komisyon toplantısına çalışmadan, Türkiye’nin iklim politikalarını bilmeden girerek büyük rahatlık yarattı. Tarihe not düşüyoruz diyerek böylesi bir kanunu komisyonda meşrulaştırdı. Genel Kurul’da 180-190 vekilin katılmadığı, 8-10 vekilin zaten AKP’ye geçtiği, 50-60 vekilin katılımı ile yine AKP’nin iklimi değiştirme kanununu meşrulaştıracağı görülüyor.

Muhalefetin yasama görevini yerine getireceği bir günü bu kanunda beklemek zor elbette. 250’ye yakın muhalefet vekilini en fazla 2022 yazında çifte MTV ile ilgili olağanüstü toplantıya çağırdığımız zaman gördük. Şimdi eğer tarihe not düşmek için bir avuç vekil ve kötü hazırlanmış konuşmalar ile geçirilecekse, hiç katılmasınlar daha iyi.

İklimi Değiştirme Kanunu tam dokuz saatte sorunsuz geçti. Şimdi Genel Kurul yolunda ve o da sorunsuz geçecek.

Muhalefet, iklimi değiştirme kanununda tarihe not düşülecek bir meşrulaştırmaya devam etmemek için: ya tam katılır ve tam itiraz eder; ya da hiç katılmaz, bilimi ve toplumu dinlenmesinin yolunu açar.

Not: Komisyon tutanağına şuradan erişebilirsiniz: https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/TutanakGoster/4114

Önceki ve Sonraki Yazılar
Önder Algedik Arşivi

İklimi Değiştirme Kanunu Meclise Sunuldu!

22 Şubat 2025 Cumartesi 21:36

Depremkondu!

10 Şubat 2025 Pazartesi 00:00