İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ifade verdi
Yeni Durum- Türkiye Belediyeler birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında üniversite yatay geçişi ve diplomasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından YÖK tarafından hazırlandığı belirtilen bir rapor doğrultusunda soruşturma başlatılmıştı. İmamoğlu, soruşturma kapsamında ifade vermek için bu sabah 08.50 sıralarında İstanbul Adliyesi'ne giriş yaptı. 09.00 sıralarında ifade işlemleri başlayan İmamoğlu, yaklaşık bir saat sonra adliyeden ayrıldı.
Halk TV ve İstanbul Barosu davaları başta olmak üzere çok sayıda davanın görüldüğü adliye çevresinde dün alınan olağanüstü önlemlerin bugün de devam ettiği gözlendi.
“Neyle suçlandığım dahi belli değil”
İmamoğlu’nun ifadeleri şu şekilde:
“Bugün burada bir savunma yapmam bekleniyorsa, bunu asla doğru bulmuyorum. Neyle suçlandığım dahi belli değil, Buraya, her ne olursa olsun hukuk devletine ve yargı makamlarına olan saygımdan dolayı geldim. Ancak saygım gereği verdiğim bu beyanların bir savunma amacı taşımadığını, şahsıma yöneltilen, artık sayısını bile hatırlayamadığım, hukuksuzlukların kayda geçirilmesi için yapıldığını belirtmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
Pehlivan:Bu olayda bir sahtecilik yok, YÖK Raporu var!
İmamoğlu'ndan YÖK raporu hakkında suç duyurusu
İstanbul Üniversitesinden İmamoğlu açıklaması
“Hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmıyor”
Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği, soruşturma süreçlerinin keyfilikten uzak, adil ve hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi esastır. Son bir ay içinde üçüncü kez ifadeye çağrılmam, yürütülen sürecin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını açıkça göstermektedir. Hakkımda yürütülen bu sürecin niteliği ve zamanlaması da bu gerçeğin bir başka kanıtıdır.
“İfade vermesi gerekenler, o raporu hazırlayanlardır
-Gerçeklerin çarpıltıldığı, belgelerin gizlendiği, kanun ve yönetmeliklerin görmezden gelindiği, hatta bugünün kanunların 35 yıl önceye işletilmeye çalışıldığı bir rapor hazırlanmış ve bu rapor esas alınarak hakkımda suçlama yöneltilmiştir. Oysa bugün burada ifade vermesi gerekenler, o raporu hazırlayanlardır.
“Halkın demokratik iradesine yönelik ağır bir haksızlık”
-Avukatlarım bu konuda gerekli suç duyurularında bulunmuştur. Bu vesileyle, sizden de bu raporda sorumluğu bulunan kişiler hakkında gerekli yasal sürecin işletilmesini talep ediyorum. Demokratik meşruiyetini dört seçim zaferiyle ve 16 milyonluk bir şehrin iradesiyle pekiştirmiş bir belediye başkanını; hak yememiş, hakkını da yedirmemiş bir vatandaşı, hukuki temelden yoksun ve mesnetsiz iddialarla suçlamak, hem hukuk devletini hem de halkın demokratik iradesine yönelik ağır bir haksızlıktır. Türkiye'nin bir hukuk devleti olması gerektiğine inanan herkesin bu konularda daha özenli davranması gerekmektedir.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna olan inancımı koruyarak, adaletin hukuk kurallarına uygun bir şekilde tecelli etmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyorum. Suçlamayla alakalı başka söyleyecek hiçbir şeyim yoktur, avukatlarım hukuki açıdan gerekli açıklamaları yapacaktır.
Eğitim sürecini anlattı
İlkokula Trabzon Kanuni Süleyman İlk okulunda başladım. Kanunu Süleyman İlkokulu’nun sınıfları yaklaşık olarak üçte biri çocuk esirgeme kurumundan gelen çocuklardan oluşuyordu. Çünkü okulumuz çocuk esirgeme kurumunun karşısındaydı. O okulda okumaktan her zaman o arkadaşlarımla arkadaşlık yapmaktan gururla bahsetmişimdir. İlkokulda başarılı bir hentbolcu olduğum için Cumhuriyet ortaokuluna geçiş yaparak orada ortaokulu okumak istediğimi ailemle paylaşmama rağmen ailem spor yapmamı değil okula gitmemi öncelediği için Trabzon Özel Köşk Ortaokulu’na yazdırdı.
3 yıl orada ortaokulu başarı ile bitirdim. Aynı okulun lise bölümüne yazılmam için ailemin ısrarına direnç göstererek Trabzon Lisesi’nde okuma talebimi ısrarla dile getirdim. Hatta okullar başlamasına rağmen bir hafta okula gitmedim. Sonrasında çok istediğim ve hayran olduğum Trabzon Lisesi’nde okula başladım. Lise yaşamımı da bu okulda başarı ile bitirdim. Okulumun 100. Dönem mezunuyum.
Futbolda profesyonel imza için
Okulda futbol takımında kalecilik yaptım. Daha sonra üniversite sınavında aldığım not olarak KTÜ işletme fakültesine girme arzumu ailem ısrarla kabul etmedi. İnşaat mühendisliği okumam, işimiz ile ilgili böyle bir okulda okumamın doğru olacağı yönünde taleple karşı karşıya kaldım. Tercihlerimi bu yönde yaptığımdan ötürü puanımın yetmediği, İnşaat Fakültelerine girememiştim. Dün gibi hatırladığım tercihlerimde İstanbul'daki inşaat fakültesi ve KTÜ İnşaat Fakültesi vardı.
Daha sonra ailemin yapmış olduğu araştırmayla futbolda profesyonel imza atmam için beni Kıbrıs'ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde İnşaat Fakültesinde okumam için Kıbrıs'a gönderdi. Rahmetli amcam ile gitmiş olduğum bu seyahatte Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat bölümü ile ilgili kayıt girişimi yapmış olmama rağmen orada ziyaret ederek gördüğüm Girne Amerikan Üniversitesi İşletme bölümünü çok beğendim.
Amcamı ikna ettim ve aşağıda anlatacağım şekilde o bölüme kaydımı yaptırdım. Kıbrıs'ta ki öğrenim hayatıma öncelikle Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne İnşaat Mühendisliği bölümüne girmek niyetiyle kayıt olmaya gittim. Sonrasında Doğu Akdeniz ve Girne Amerikan Üniversiteleri seviye sınavlarına girdim. İnşaat Mühendisliği okumak istememem hasebiyle Girne Amerikan Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi Bölümüne 1988 yılında kayıt yaptırdım.
Basına yansıyan Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisi bölümüne kayıt yaptırmadım. Bu konuda geçen bilgiler yanlıştır. Benim eğitim yaşamım ile ilgili İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezuniyetim sonrası ilgi duyduğum İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler bölümü, personel yönetimi yüksek lisans bölümü sınavını kazandım. Yoğun iş yaşamımdan dolayı 2 ders verdiğim bu bölüme devam edemedim.
2010'lu yıllarda geçmişe dönük af çıktığını öğrendiğim esnada tekrar yüksek lisans programıma devam etme başvurumu yaparak hakkımı elde ettim. Derslerimi ve tezimi başarı ile vererek insan kaynakları üzerine yüksek lisans programımı da bitirmiş oldum.
Bana sormuş olduğunuz Özalp Tazan o zamanlarda Girne Amerikan Üniversitesi’nde hatırladığım kadarıyla yöneticiydi. Necmettin Karaduman ise çok saygın aynı zamanda TBMM Başkanlığı yapmış, ailece tanıdığımız Trabzon Milletvekili olduğu için tanırım.
Geçiş sürecim ile alakalı 1989 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yapanları duymuştum. Ben de 1990 yılında geçiş ilanlarını takip ederek başvurumu yaptım. Başkaca söylemek istediğim bir husus yoktur.”
Belgeler paylaşıldı
İBB Başkanı İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan konuya ilişkin dün yaptığı açıklamada, İmamoğlu’nun üniversite yatay geçişi ve diplomasına ilişkin YÖK Raporu’nu hazırlayan 5 kişi hakkında "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs", "görevini kötüye kullanma", "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma", "resmi belgeyi gizleme", "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" ve "iftira" suçları kapsamında suç duyurusunda bulunduklarını duyurmuştu. Pehlivan, 1991 ve 1992 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’nden mezun olarak YÖK’ten denklik alan öğrencilerin belgesini de ortaya koymuştu. (Haber Merkezi)